Tenkise Tabi Sağlararası Kazandırmalar Nedir? “Hayatta Pay Dağılımı”nın En Sert Sınavı
Biliyorum, sert başlayacağım: Tenkise tabi sağlararası kazandırmalar, miras hukukunun “görmezden gelinmesi en kolay” ama sonuçları en ağır mayın tarlasıdır. Bir ömür emekle kurulan aile dengeleri, çoğu zaman ölümden önce yapılan “hediye”, “satış”, “devir” kılığındaki işlemlerle sarsılır. “Ben malımı sağlığımda istediğime veririm” diyen ile “saklı payım hukuken güvencede” diyenin bilek güreşi burada başlar. Peki bu gerilimde adalet kimden yana? Gelin, cesurca masaya yatıralım.
Sağlararası Kazandırma: Adı Masum, Etkisi Büyük
Basit tanım: Sağlararası kazandırma, bir kişinin hayattayken yaptığı ve malvarlığını başkalarına devrettiği işlemler bütünüdür. Bağış, satış, kullanım hakkı (intifa) tanıma, pay devri… Liste uzar.
Tenkise tabi olanlar ise, bu kazandırmaların mirasçının saklı payını zedelediği ve kanunun öngördüğü çerçevede geriye çekilmesi (indirilmesi) gereken kısmıdır. Kısaca: Hayattayken “fazla ileri gidilmişse”, ölümden sonra fren yapılır.
“Bağış mı, Satış mı?”: Etiket Savaşları
Eleştiriyi net koyalım: En büyük sorun etiketle gerçeğin ayrışması. Tapuda “satış” yazıp gerçekte bedelsiz kazandırma (bağış) yapmak, toplumsal pratikte sık görülen bir miras planlaması(!) yöntemi.
Neden sorun? Çünkü satış görünümü, saklı payı koruyan tenkis kalkanını delmeye yarar.
Hukukun cevabı? Gerçeği arar: Bedel emsale göre fahiş düşükse, bağış unsuru ağır basar. Böyle durumlarda işlem tenkise (ve hatta ayrı bir kulvarda “muris muvazaası” iddiasına) açık hale gelir.
Provokatif soru: Tapuda satış yazınca adalet sağlanmış mı sayılır, yoksa sadece vicdan rahatlatılmış mı olur?
Hangi Sağlararası Kazandırmalar Tenkise Takılır?
Genel hatlarıyla üç odakta toplanır:
1. Aşikâr bağışlar: Para, taşınmaz, araç… Bedelsiz devredilen her şey. “Alışılmış ölçüyü aşmayan” küçük hediyeler hariç.
2. Gizli/örtülü bağış etkisi doğuran işlemler: Düşük bedelli satış, çıplak mülkiyet devredilip intifa hakkının kendinde tutulması, yönetim ve tasarruf yetkisinin fiilen devredilmemesi gibi değer kaydırıcı düzenlemeler.
3. Saklı payı bilerek aşan özel planlamalar: Ölümden hemen önce yapılan “miras dışı bırakma pratiği” niteliğindeki devirler, tasarruf edilebilir kısmı zorlayan kombinasyonlar.
Kırmızı çizgi: İster açık bağış olsun ister “kılıfına uydurulmuş” devir; saklı pay zedeleniyorsa tenkis gündemdedir.
“Saklı Pay” ve “Tasarruf Edilebilir Kısım”: Matematiğin Gücü
Eleştirinin ikinci perdesi: Hukuki matematik çoğu ailede konuşulmuyor.
Önce terekenin tenkise esas net değeri belirlenir.
Sonra saklı pay oranları (altsoy, anne-baba, sağ eş vb.) uygulanır.
Mirasbırakanın serbestçe kullanabileceği tasarruf edilebilir kısım ortaya çıkar.
Aşım varsa, önce ölüme bağlı tasarruflar, yetmezse sağlararası kazandırmalar indirim sırasına göre budanır.
Provokatif soru: Miras planı yaparken bu matematiği bilerek mi hareket ediyoruz, yoksa “olursa olur” diyerek kriz mi biriktiriyoruz?
Toplumsal Gerilim: “Ben Baktım, Ben Alayım” mı; “Herkese Adil Pay” mı?
Sert gerçek: Birçok ailede bakım emeği ile mal devri aynı kefeye konuyor. “Yıllarca ben baktım, ev de benim olsun.” Peki bakım emeği nasıl objektifleştirilir?
Sözleşmeye bağlanan bakım (örn. ölünceye kadar bakma sözleşmesi) ile hediye arasındaki çizgi çoğu zaman flu.
Değer dengesi yoksa, yüksek bedelli devrin “bakım karşılığı” savunması tenkiste tutunamayabilir.
Soru: Emeğin hakkını teslim etmenin yolu “gizli bağış” mı, yoksa şeffaf ve dengeli sözleşme mi?
Zayıf Yönler ve Tartışmalı Noktalar
İspat yükü labirenti: Bağış unsuru, muvazaa iddiası, emsal bedel… Delil standardı ağırlaştıkça, güçlü olan taraf avantaj sağlıyor.
Zaman aşımı ve zamanlama oyunları: Yaşamın son döneminde yapılan devirlerin ispatı güç; bilgi akışı kapalıysa, mirasçı geç öğreniyor, hak erozyona uğruyor.
Kültürel baskı: “Büyük evlat aldı, normal” algısı, saklı pay bilincini bastırıyor.
Ekonomik dalgalanmalar: Enflasyon ve değerleme farkları, tenkis hesabında gerçek adaleti geciktiriyor.
Küresel–Yerel Perspektif: Aynı Sorun, Farklı Kılıflar
Pek çok ülkede yaşam boyu bağışlarla mirası şekillendirme olağan; fakat saklı pay benzeri korumalar ve zorunlu miras sistemi farklı yoğunlukta uygulanıyor. Bizdeki tartışma, aile bağları ile bireysel tasarruf özgürlüğü arasındaki çekişmeyi net biçimde görünür kılıyor. “Miras özgürlüğü” diyenler ile “asgari adalet” diyenler tam da tenkise tabi sağlararası kazandırmalar cephesinde karşılaşıyor.
Stratejik Bakış: Çatışma mı, Tasarım mı?
Şeffaf planlama: Yaşarken yapılan devirlerde gerçek bedel, adil denge ve belgelendirme altın kural.
Aile protokolleri: Saklı payı gözeten, bakım emeğini fiyatlayan yazılı anlaşmalar krizi önler.
Profesyonel değerleme: “Emsal bedel” tartışmasını bağımsız rapor ile bugünden çözmek, yarının davasını söndürür.
Provokatif soru: Bugün bir sayfa protokol imzalamak mı zor, yoksa yarın yıllarca sürecek tenkis davasında aileyi yıpratmak mı?
Son Söz: Adaletin İnceliği, Hayattaki Netlikte Gizli
Tenkise tabi sağlararası kazandırmalar, miras hukukunun vicdan terazisidir. Bir yanda tasarruf özgürlüğü, diğer yanda saklı pay güvenliği. Gerçek çözüm, etiketlerden değil içerikten, niyetten değil değerden, gizlilikten değil şeffaflıktan geçer.
Şimdi top sizde: Ailenizde “hayatta iken devir” pratikleri nasıl işliyor? Bağış ile emek arasında adil dengeyi hangi sınırlar korumalı? Yorumlara gelin; gerçek deneyimler, bu tartışmayı teoriden hayatın tam ortasına taşısın.