Günlük Defter Nasıl Tutulur? Tarihçesi, Yöntemleri ve Güncel Tartışmalar Günlük defter nasıl tutulur? sorusunun yanıtı, yalnızca pratik adımlardan ibaret değildir; günlük, yüzyıllardır değişen amaçlar, biçimler ve teknolojilerle gelişmiş bir yazı türüdür. Aşağıda tarihsel arka planı kısaca çerçeveleyip, günümüzdeki akademik tartışmaları özetleyerek, sonrasında da herkesin uygulayabileceği sağlam bir yöntem önereceğim. Tarihsel Arka Plan: Hac Seyir Defterlerinden Dijital Günlüklere Günlük, Orta Çağ’dan itibaren seyahat kayıtları, ibadet ve muhasebe notlarıyla iç içe gelişti. 17.–19. yüzyıllarda okuryazarlığın artmasıyla bireysel deneyimlerin düzenli yazımı yaygınlaştı. Kişisel kimlik ve içsel muhasebe fikri güçlendikçe, günlükler yalnızca olay sıralaması olmaktan çıkıp duyguların, hedeflerin ve düşüncelerin belgelenmesine dönüştü. 20. yüzyılda…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Fizikte Hiçlik ve Toplumsal Yapıların Zihinsel Boşlukları Bir Araştırmacının Gözünden: Hiçlik, Boşluk ve Toplumsal Yapılar Toplumsal yapılar ve bireyler arasındaki etkileşim, bazen o kadar karmaşık hale gelir ki, bir fiziksel boşluğun anlamı bile toplumsal ve kültürel normlar tarafından şekillendirilebilir. İnsanlar, toplumda nasıl var oldukları ve birbirleriyle nasıl ilişkiler kurdukları konusunda sayısız farklılık gösterse de, bazen “hiçlik” gibi soyut bir kavram, toplumsal normların dayattığı görünmeyen boşlukları ve sınırları anlamak için mükemmel bir örnek olabilir. Bu yazıda, fiziksel anlamda bir “hiçlik” kavramı ile toplumsal yapılar arasındaki ilişkiyi inceleyeceğiz. Fizikte, “hiçlik” genellikle boşluk veya madde olmayan bir alan olarak tanımlanır. Ancak bu fiziki…
Yorum BırakKonyak Hangi Ülkenin İçkisi? – Fransızlar “Bizimdir” Diyor, Geri Kalan Hepimiz Sadece Tadına Bakarız 🍷 Kısa cevap: Konyak, Fransa’nın batısındaki Cognac bölgesine ait, coğrafi işaretli ve kuralları kitap gibi yazılmış asil bir içkidir. Yani evet, bu içkinin pasaportunda “Fransız” yazıyor. Bir erkekle kadını aynı sofraya oturt, konuya “konyak hangi ülkenin içkisi?” diye gir… Erkek, hemen stratejik bir tablo çizer: “Bak şimdi, üretim süreçlerine bakarsak coğrafi işaret, damıtma tekniği…” Kadın ise empatik yaklaşır: “Ooo demek Fransızlar yine romantik bir içki icat etmiş, tam şömine başında sohbetlik…” İşte tam da bu yüzden bu yazı hem planlı hem romantik; hem teknik bilgi verir…
Yorum BırakHiç düşündünüz mü, bir şarkı sadece kulağımıza hoş gelen bir melodi değil de geleceğe dair fikirlerimizin, hayallerimizin ve kimliklerimizin aynası olabilir mi? İşte tam da bu merakla, bugün sizlerle birlikte “KaNkA” adlı şarkının sesine, sahibine ve gelecekteki etkilerine dair bir zihin yolculuğuna çıkmak istiyorum… KaNkA: Bir Şarkıdan Fazlası, Bir Neslin Yansıması “KaNkA” aslında ilk bakışta eğlenceli, samimi ve gençlik enerjisi taşıyan bir şarkı gibi görünebilir. Evet, bu parçayı seslendiren isim, yükselen genç sanatçılardan biri olan Reynmen. Onun enerjik sesi, dijital çağın dinamikleriyle harmanlanmış tarzı ve samimi sözleri sayesinde şarkı kısa sürede milyonlarca dinleyiciye ulaşmayı başardı. Fakat “KaNkA” sadece bir şarkı…
Yorum BırakTehlike Türkçe mi? Dilin Kökeni ve Günümüzdeki Akademik Tartışmalar Giriş: “Tehlike” Kelimesinin Türkçe’deki Yeri “Tehlike” kelimesi, halk arasında sıkça kullanılan ve dilimizde önemli bir anlam taşıyan bir kelimedir. Ancak, bu kelimenin tam olarak Türkçe olup olmadığı, dilbilimciler ve akademisyenler arasında tartışılan bir konu olmuştur. Dil, toplumların kültürel ve tarihi mirasını taşıyan bir yapıdır ve bu yapı zaman içinde etkileşimlere açık olarak şekillenir. Peki, “tehlike” kelimesinin kökeni nedir? Türkçe ile ilişkisi ne kadar güçlüdür? Bu yazıda, kelimenin tarihsel arka planını, dilbilimsel evrimini ve günümüzdeki akademik tartışmalarını ele alacağız. Tehlike Kelimesinin Kökeni: Türkçeye Etkiler ve Dış Etkileşimler Dil, sabit bir yapıdan ziyade…
Yorum BırakSibernetiğin Kurucusu Kimdir? Felsefi Bir Bakışla Bilgi, Etik ve Varlık Arasında Bir Filozofun Merakı: Bilginin Döngüsünde İnsan Nerede Durur? Bir filozof olarak “Sibernetiğin kurucusu kimdir?” sorusuna yalnızca tarihsel bir yanıt vermek kolaydır: Norbert Wiener. Ancak bu cevap, konunun özünü tam olarak karşılamaz. Çünkü sibernetik, yalnızca bir bilim dalı değil, aynı zamanda insanın bilgiyi, varlığı ve eylemi nasıl kavradığına dair derin bir felsefi devrimdir. Bir başka deyişle, sibernetiğin kurucusu yalnızca Wiener değil; insanın kendi sistemsel bilincidir. Bu noktada soruyu yeniden formüle etmek gerekir: İnsanı anlamak için sibernetik mi doğdu, yoksa sibernetik insanın kendini anlamasının yeni biçimi midir? Epistemolojik Boyut: Bilgi Döngüsü…
Yorum BırakSayfa Görüntüleme Sayısı Nedir? Dijital Ritüellerin Antropolojisi Bir antropolog olarak dijital dünyanın en küçük detaylarında bile kültürel izler ararım. Bir web sitesine her tıklanış, bir ziyaret ya da “sayfa görüntüleme sayısı” sadece teknik bir veri değil; modern toplumun görünmez ritüellerinden biridir. İnsanlık tarihine baktığımızda, mağara duvarlarına yapılan resimlerden sosyal medya paylaşımlarına kadar, görülme arzusu hep aynı kalmıştır. Bu yazıda, “sayfa görüntüleme sayısı nedir?” sorusunu bir antropoloğun merceğinden inceleyeceğiz — topluluklar, semboller ve dijital kimlikler ekseninde. — Sayfa Görüntüleme Sayısının Temel Tanımı Teknik olarak, sayfa görüntüleme sayısı bir web sitesindeki belirli bir sayfanın kaç kez ziyaret edildiğini gösteren ölçüttür. Her ziyaret,…
Yorum BırakVaroluşun Karanlık Kuyusu: Rüyada Canlı Canlı Gömülmek Ne Anlama Gelir? Bir filozof olarak, insanın en derin korkularından birinin canlı canlı gömülmek olduğunu biliyorum. Bu korku, yalnızca fiziksel bir dehşeti değil, aynı zamanda varoluşun sınırlarında gezinme deneyimini de temsil eder. Rüyada canlı canlı gömülmek, insanın kendi bilinciyle, varlıkla ve ölümle kurduğu ilişkinin en sarsıcı simgelerinden biridir. Bu rüya, aslında dış dünyada değil, insanın iç dünyasında yaşanan bir ontolojik krizin göstergesidir. Rüyalar, bilinçaltının diliyle konuşur; ama felsefi açıdan bakıldığında, her rüya aynı zamanda bir bilme biçimidir. Bu yüzden “rüyada canlı canlı gömülmek” yalnızca bir korku rüyası değil, aynı zamanda bir epistemolojik uyarıdır:…
Yorum BırakRoma İmparatorluğu Ne Zaman Yıkılmıştır? Roma İmparatorluğu, tarih boyunca en güçlü ve en uzun süre varlık gösteren medeniyetlerden biri olmuştur. Yıkılışının zamanı ve nedeni, tarihçiler ve akademisyenler tarafından uzun yıllardır tartışılmaktadır. Roma’nın çöküşü, yalnızca bir imparatorluğun sona ermesi değil, aynı zamanda Batı dünyasının kültürel, siyasi ve ekonomik temellerinin yeniden şekillendiği bir dönüm noktasıdır. Ancak, Roma İmparatorluğu’nun ne zaman yıkıldığına dair farklı görüşler ve tarihsel anlatılar bulunmaktadır. Bu yazıda, Roma İmparatorluğu’nun çöküşünü tarihsel açıdan inceleyecek ve günümüzdeki akademik tartışmalara ışık tutacağız. Roma İmparatorluğu’nun Çöküşü: Batı ve Doğu Roma İmparatorluğu’nun yıkılışı, genellikle Batı Roma İmparatorluğu’nun 476 yılında son bulması olarak kabul edilir.…
Yorum BırakPeygamberlerin Gönderiliş Sebebi Nedir? Antropolojik Bir Bakış Dünyanın farklı köşelerinde, farklı dillerde ve inanç sistemlerinde yankılanan bir soru: “Peygamberlerin gönderiliş sebebi nedir?” Bir antropolog olarak, bu soruya yalnızca teolojik değil, aynı zamanda kültürel, toplumsal ve sembolik bir gözle yaklaşmak gerekir. Çünkü peygamber figürü, insanlığın sadece dini değil, kültürel hafızasının da merkezinde yer alır. Her toplum, kendi tarihsel koşulları içinde peygamberleri anlamlandırmış, onları topluluk yapısının ahlaki, ritüel ve kimliksel temellerine yerleştirmiştir. — Bir Antropoloğun Gözünden: Kültürlerin Ortak Dili Bir antropolog için din, yalnızca inanç değil, bir anlam üretme sistemidir. İnsanlar tarih boyunca doğa olaylarını, yaşamın anlamını ve ölümün gizemini açıklayabilmek için…
Yorum Bırak